SD-WAN ile Birlikte 5G

2015’te Gartner raporlarında SD-WAN tanımının netleşmesine ve kriterlerinin belirlenmesine en çok sevinenlerden biri sanırım Vitel olarak biz olmuştuk. Zaten yıllardır yaptığımız projelerin artık literatüre dahil olmuş genel bir adı ve  bizim de kendimizi ifade edebilmemiz noktasında büyük bir dayanağımız olmuştu. 2000’lerin başında LoadBalancing ve Failover özellikleri ile başlayan Peplink serüvenimiz, gelişen teknolojinin katkılarıyla 5G’ye kadar gelirken; sonrasında kadromuza katılan bir diğer yıldız Silver-Peak ile de oluşturduğumuz ya da oluşturabileceğimiz çözümleri bambaşka bir boyuta taşır konuma geldik.

 

56K modemler ile internete bağlanmak için, alınan internet paketlerinin ya da telekom servislerine ödenen enteresan ücretlerin göze alındığı lise yılları sonrasında ADSL bir devrim gibi gelmişti. 1Mbps download! En azından şahsım adına telekomünikasyon çalışanı bir ailede büyüyünce FrameRelay’in ismindeki karizmaya duyulan ilgi ya da X.25’in aslında bir oyun konsolu olması gerektiği düşüncesi ile network dünyasına adım adım yönelirken, bugünün teknolojilerini düşünmek güzel, tahmin etmek ise oldukça zordu. Keza, bugün 5G ile hedef 10Gbps. 1Mbps hız ve 4GB’lık download kotasının kullanımını planlayan bir nesil için artık hayallerin sınırları da ufukta silinir hale gelmişken, iş yaşantımızda en yüksek hedeflere koşarken, gelişen teknolojileri kullanmamanın olumsuz sonuçları kesinlikle olacaktır.

 

Peki, SD-WAN’ın varlığı ve geleceği ya da 5G’nin getirileri neler olacak ya da neden ihtiyaç duyacağız? Bunun cevabı da aslında çok basit; altyapı gerçekleri ile birlikte fiyat/performans hesaplamaları yaparken, “Problem Yaşamaksızın Çevrimiçi Kalabilmek”.

 

Günlük yaşantımızda dahi, internet bağlantısının olmadığı durumlarda yaşadığımız zorluklar; çocuklar için uzaktan eğitim, vidyo konferanslar, TV platformları, video barındırma siteleri, sosyal medya kullanımı, hatta ev otomasyonu gibi platformlara erişim problemleri bizim için çok büyük sorunlar yaratırken, şirketlerimiz için oluşabilecek bu durumu kısaca “Kriz” olarak ifade edebiliriz.

 

Şirketlerimizin, aklımıza gelebilecek her türlü hizmetini buluta taşıdığımız ya da taşımayı planladığımız bir sürecin içerisindeyiz ve belki de her birimiz için çevrimdışı olmak demek, izin günü demeye eş değer bir hal aldı. SD-WAN’ın neden bu kadar popüler olduğunu ve 5G’nin bize neler katabileceğini pekiştirmek için yine birkaç örnek vermek istiyorum; şirket kaynaklarına erişemeyen bir çalışan, ERP erişimi olmayan bir şube, otomasyon verilerini aktaramayan bir IoT platformu, bankacılık-finans-ödeme sistemlerindeki kesinti, pandemi sebebiyle hayatımızın bir parçası olan vidyo konferans sisteminin kullanılamaması gibi devam eden bu liste gerçekten çok uzun. Yedekliliğin, hızın ve artan ihtiyaçların cevabını verebilecek olan SD-WAN kavramı işte tam da bu yüzden çok önemli. SD-WAN için en büyük katkı da kuşkusuz ki 5G’den gelecektir. Yakın geleceğin en büyük yapı taşlarından biri olacak Mobil SD-WAN çözümleri, 5G ile taçlanarak eko-sistemimizin bir parçası haline gelecek.

 

Ama Nasıl?

 

Öncelikle yüksek hız ile birlikte düşük gecikme ve jitter değerleri sağlaması, en büyük avantaj olarak bize sunulmuş durumdadır. LTE ve LTE kategorileri (CAT4,6,12,18,20) ile yakalanan ivmenin en üst basamağı 5G’yi yakın zamanda deneyimleyeceğiz fakat biraz daha zamanımız var gibi görünüyor. 5G, “milimeter wave” ve bu çok yüksek dalga spectrumların kullanımı ile Massive MIMO teknolojileri ile birlikte çok sayıdaki ve artık çok daha az enerji ihtiyacı olan yayın istasyonları ile hız noktasında bizleri 10Gbps’nin üzerine çıkarmayı hedefler. Bu noktadaki altyapı çalışmalarının, çok hızlı bir şekilde ilerleyeceği öngörülüyor. ISP’lerin bu konudaki hassasiyetleri de en üst noktada. Ülkemizin hücresel hız ortalamasının da globaldeki genel hız ortalamasının üzerinde olduğunu düşünürsek, geleceğe olumlu bakmak gerekiyor.

 

5G teknolojisi öncesinde de LTE’nin farklı kategorileri ile oldukça yüksek performansları sıklıkla görebiliyorduk. ISP ve lokasyon bazlı birçok noktadaki hız değişiklikleri görülüyor olsa da hücresel veri kullanımının rahatlığı ve esnekliği, çok sayıda kurum ve kuruluşun şu anda “Problemsiz Çevrimiçi Kalabilmesini” sağlayarak devamlılıklarında büyük rol oynuyor. SD-WAN sayesinde; yük dengeleme, hat yedekliliği, hat birleştirme ve optimizasyon gibi kavramlara oldukça aşinayız. Altyapı, fiyat/performans gibi değerlendirme kriterlerini düşünersek, hücresel bağlantılara yönelimlerin en üst mertebeye çıkması kaçınılmaz bir durumdu. SD-WAN’ın çıkışındaki en büyük sloganlardan biri, hem MPLS’ye ek hem de MPLS’ye alternatif oluşuydu. Ayrıca bu vurgu ile fiyat/performans karşılaştırması ve en çok da farklı bir altyapı ile yedekliliğin sağlanması amaçlanmıştı. Bence bu başarıldı.

 

Peki ya 5G’nin geleceği? Günümüz dünyasının problemlerine çözüm sağlamanın yanı sıra, hayallere bir adım daha yaklaştıracak çözümleri, özellikle de sektörel çözümleri neler olabilir?

 

Öncelikle kendi adıma şunu söylemeliyim ki; artan hız ve kapasite ihtiyaçlarımızın her geçen gün daha da fazlalaşması bizi bu noktaya götürecek ama bu gelecek ihtiyaçların neler olacağı ise; tamamen hayal gücümüze kalmış bir durum. VR gözlüklerle yaratılan sanal topluluklar, otonom araçların yaygınlaşması ve efektif kullanımının sağlanması, robotik kontroller, sağlık hizmetleri ve IoT’nin hayatımızda kalıcı bir yer edinmesi biraz olsun bildiğimiz, duyduğumuz ama henüz tam olarak deneyimleyemediğimiz konular. 5G ile birlikte sağlanacak hız ve 1ms mertebesindeki gecikme değerleri, az önce saydığımız konularda bizlere yepyeni bir geleceğin kapılarını açarken, henüz fikir olarak akıllarda yer alan birçok konuda da bizlere altyapıyı hazır olarak sunacak. Internet servis sağlayıcılarının, LTE ve öncesindeki teknolojilerde yaptıkları güzel girizgah ve gelişimi 5G için de büyük bir umutla beklemekteyiz. 5G altyapısı ülkemiz ve bizim için çok önemli.

 

Vitel olarak portföyümüzde bulunan Peplink 5G ürünleri ile yapılandırdığımız SD-WAN ve Mobil SD-WAN projeleri bizi oldukça heyecanlandırıyor. Yarının dünyasına bugünden yatırım yaparak, birlikte yürüdüğümüz iş ortaklarımıza da ayrıca teşekkür ederiz. Bugün, LTE seviyesinde alınan hizmetlerin en kısa zamanda 5G’ye geçişini birlikte kutlamak dileğiyle. Son olarak SD-WAN, mobil SD-WAN ile birlikte bu kadar 5G bahsi geçmişken “Prof.Dr. Erdal ARIKAN” a ve tüm Bilim Dünyası’na saygı ve şükranla.

 

Saygılarımla,

Gökhan ÖZKAN